1967 yılında Erzincan’da doğan Bekir Aksun, ilk, orta ve lise öğrenimini Erzincan Üzümlü ilçesinde tamamladı. Atatürk Üniversitesi Erzincan Eğitim Yüksek Okulunu 1987 yılında tamamladı. Ardından Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesini tamamladı. 1988-2006 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı’nda öğretmenlik yaptıktan sonra 2006 yılında ticarete atıldı. Milliyetçi Hareket Partisinde Erzincan MHP Yönetim Kurulu Üyeliği, Erzincan MHP Basın Danışmanlığı, MHP Erzincan İl Genel Meclis Üyeliği, Erzincan MHP İl Başkan Vekilliği, Erzincan MHP İl Başkanlığı, MHP Üst Kurul Delegeliği, 2018 Genel Seçimlerinde MHP Erzincan Milletvekili Adayı olan ve mevcut olarak MHP Erzincan Belediye Başkanlığı görevini yürüten Aksun evli ve 3 çocuk babasıdır.
Erzincan’ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun 107. Yıl dönümünü kutluyor olmanın mutluluğunu hep birlikte yaşıyoruz. Biz tarihimizle iftihar ediyoruz ve onu gelecek kuşaklara aktarmanın da en önemli vazifemiz olduğunun bilincindeyiz. Bugün bize emanet edilen bu kadim coğrafyada, birbirimizi hazmedebilme kültürünün geliştiği, eşitlik ve sosyal adaletin hız kazandığı bir Erzincan hedefimizdir.
1. Dünya Savaşı sonunda birçok medeniyetlere ev sahipliği yapmış Can Erzincan ve birçok doğu ilimiz Ruslar tarafından işgal edilip Ermeni eşkıyalarına teslim edilmiştir. 1918 yılında başlatılan Milli Mücadele ile toprağı uğruna canını ortaya koyan “önce vatan” diyen aziz Türk Milletimiz Rus ve Ermeni eşkıyalarını durdurmuş topraklarımızdan def etmiştir.
Bir asrı aşkın bir süre geçse de yüreğimizde ki sızı ilk günkü gibi taze ve kapanmayacak kadar da derindir. Türkiye Cumhuriyetinin tek dostu yine kendi yine Türk devletleridir. Al Bayrağın semada dalgalandığı Türkiye Cumhuriyetinin temelleri, kurtuluş yıllarında atılmış o dönemde kanla yazılan zaferler bugün ve bundan sonra da topraklarımıza göz dikeceklere büyük bir ders olmuştur.
Milletimiz o zorlu günlerde el ele vermiş bütün zorlukların üstesinden gelmiştir. Asırlar öncesine de baksak şimdiye de baksak bizim yükselmemizi varlığımızı kabullenemeyen gelecekte de karşımıza çıkacak düşmanlarımızın olduğu aşikâr. Ama unutulmaması gereken bir şey var ki karşılarında her daim Al Bayrağı için kanını son damlasına kadar akıtacak nice Mehmetçikler nice Alparslanlar nice Alperenler var. Bu kutlu günde, bu topraklar için hayatını veren, canını feda eden kahraman şehitlerimizin manevi huzurlarında saygıyla eğiliyorum.
Kurtuluş mücadelesinin tüm komutanlarını ve devlet adamlarını minnetle yâd ediyorum. Bu duygu ve düşüncelerle, Erzincan’ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun 107’nci yılında, Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, 1918 yılında şehrimizdeki işgali sona erdiren müdahalenin komutanı Kazım Karabekir Paşa ve emirlerindeki her bir nefere şükranlarımı sunuyor, tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.
Miraç kandiline ulaşmanın mutluluğu ve huzuru içerisindeyiz. Aziz milletimizin, Türk-İslam aleminin Miraç Kandili’ni içtenlikle kutluyorum.
Miraç, Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (SAV) Cebrail Aleyhisselam'ın rehberliğinde Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya, oradan semaya, yüce alemlere ve ilahi huzura yükselişidir.
Bu gece insanlığa dinin direği namaz hediye edildi. Namaz her mümine ikram edilmiş bir nimettir. Namaz, Müminin Allah’ın huzuruna çıkışı, bir nevi miracıdır. Bu gece her zamankinden daha çok ellerimizi semaya açıp kendimize, ailemize, memleketimize, milletimize ve tüm İslam alemine Yüce Yaratandan hayırlar niyaz edelim, ülkemizdeki barış, huzur ve sükun ortamına kastedenlere hidayet niyaz edelim.
Bu duygu ve düşüncelerle İdrak edeceğimiz Miraç Kandilinin yediden yetmişe tüm milletimize, İslam Alemine ve tüm insanlığa hayır ve mutluluk getirmesini diliyor, tüm hemşehrilerimin bu aydınlık gecelerini tebrik ediyorum.
Mesai mefhumu gözetmeksizin çalışan ve milletin sesi olan Basın mensuplarımız; demokratik bir toplumun öncelikli unsurlarından biri olan halkın doğru ve tarafsız haber alma ve bilgi edinme hakkını etkin olarak kullanmasına aracılık ederek oldukça önemli bir kamu hizmetini yerine getirmektedir. Basın, her zaman ve her yerde doğru, tarafsız, ilkeli haber vererek, objektif davranarak haber alma özgürlüğümüzü sağlayan en etkili araçtır.
Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, “Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.” sözü ile basının tarafsız, doğru ve ilkeli habercilik anlayışının önemine dikkat çekmiştir.
Günümüz şartlarında bilgiye ve habere erişimin kolaylaştığı, internet ve sosyal medyada da halkı doğru ve tarafsız haberle hızlı bir şekilde buluşturan gazetecilerimizin yaptıkları görevin önemi daha da artmaktadır.
Bu duygu ve düşüncülerle, mesleğin gerektirdiği etik ve ahlak kuralları doğrultusunda görevlerini özveriyle yerine getiren Basın mensuplarımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü içtenlikle kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Üç ayların manevi iklimine girildiği müjdesini taşıyan Regaip Kandili’ ne ulaşmanın heyecanı ve mutluluğu içerisindeyiz.
Rahmet ve bereket ayları olan üç ayların başlangıcını müjdeleyen mübarek Regaib Kandilimizin sevgi ve birlik hislerimizi kuvvetlendirmesini diliyor ve dünyadaki tüm Müslüman kardeşlerimizin Regaip Kandili'ni kutluyorum.
Regaip Kandilinde Allahü Teâla müminlere ihsanlar ve ikramlar yapar bu geceye hürmet edenleri affeder. Bu gece yapılan dua kabul olur.
Bu mübarek gecede ibadet şuuru içinde kalp kırmaktan kaçınmalı, kardeşlik ve beraberliğimizi güçlendirmeye, birlik ve beraberliğimizi korumaya gayret göstermeli, elimizi ve gönlümüzü uzanabileceğimiz herkese açmalıyız. Regaibi ve üç ayları gerçek anlamda değerlendirmek de ancak bu yolla mümkün olur.
Bu duygu ve düşüncelerle Aziz Milletimizin ve bütün İslam âleminin Regaip Kandilini tebrik ediyor, bu gecenin Milletimizin ve İslam âleminin birlik ve dirliğine, insanlığın barış ve huzuruna vesile olmasını Yüce Allah'tan niyaz ediyorum.
Çok değerli Erzincanlı hemşehrilerim, 2025 yılının sizlere, ailenize, Erzincan’ımıza, ülkemize, gönül coğrafyamıza ve tüm insanlık alemine huzur getirmesini yüce mevladan niyaz ediyorum. Erzincan Belediyesi olarak 2025 yılında da Can Erzincan'ımıza hizmet etmeye devam edeceğiz.”
Birlik ve beraberliğimizin daim olması dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
İyi ki varsınız.
27 Aralık 1939 yılında Erzincan’da meydana gelen depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle yad ediyorum.
Depremlerle birçok kez yıkılıp yeniden inşa edilen ve Kuzey Anadolu fay hattında yer alan ilimizde, bir daha deprem yaşamamak, olası bir depremde can ve mal kaybına uğramamak en büyük temennimizdir.
Erzincan’ın tarihi boyunca gerçekleşen büyük depremler bir gerçeği ortaya çıkarmıştır. Depremler geçmişte olduğu gibi gelecekte de olabilir. Bu gerçeği göz ardı etmeden şehirleşmek, yapılaşmak ve yaşamak zorundayız. Depremlerde can ve mal kaybını en aza indirmek, depremlere hazırlıklı olmak ve şehir yapılanmasını deprem riskine göre yapmak hepimize düşen hayati bir görevdir.
Göreve geldiğimiz günden itibaren özellikle kentsel dönüşüm alanında önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Kızılay ve Hocabey Mahallelerinde yapmış olduğumuz çalışmaların yanı sıra ilimizde bulunan riskli binaların ise büyük oranda dönüşümünü sağladık. Kentsel Dönüşüm ile ilgili çalışmalarımıza devam etmekteyiz.
Erzincan’da binaların deprem riskini değerlendirmek üzere Erzincan Valiliği, Erzincan Belediyesi, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nden alanında uzman kişiler tarafından oluşturulan deprem bilim komisyonu kurulmuştur.
2 aşama olmak üzere süreç belirlenmiş olup ilk aşama değerlendirme sürecinde Erzincan’da 2000 yılından önce yapılan eski binalar öncelikli olmak ve Erzincan’daki tüm mahalleler dahil olmak üzere binaların ilk etap deprem riski değerlendirilmesi gerçekleştirilen çalışmalar neticesinde belirlenmiştir.
İkinci aşama çalışmaları için Erzincan Belediyesi öncülüğünde Deprem Bilim Komisyonu toplantılarını yapmış olup gerekli analizler ve raporlar hazırlanarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gönderilmiş ve iş birliği için teklif hazırlanarak cevap beklenmektedir.
Allah nasip ederse görev süremiz boyunca çalışmalarımızı aksatmadan devam ettireceğiz.
Bu duygu ve düşünceler ile 27 Aralık 1939 yılında ilimizde yaşanan depremde ve ülkemizde meydana gelen depremlerde hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.
Birleşmiş Milletler 1992 yılında, 3 Aralık gününü “Uluslararası Engelliler Günü” olarak ilan edilmiş, kararın sonrasında da BM İnsan Hakları Komisyonu 5 Mart 1993 tarihli ve 1993/29 sayılı bildirisi ile üye ülkelerin bugünü “engellilerin topluma kazandırılması ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması” amacıyla tanınmasını istemiştir.
Engelli yurttaşlarımıza yönelik gerekli olanaklar sağlandığında spor, sanat, eğitim, siyaset ve iş dünyasındaki başarıları ortadadır. Engellilik, sosyal hayatı engelleyen bir kusur olarak algılanmamalıdır.
Engelli vatandaşlarımıza sahip çıkmak, onların sorunlarının çözümüne katkıda bulunmak ve hayatlarını kolaylaştırıcı önlemler almak hem insanlık görevimiz hem de toplumsal sorumluluktur. Engelli olmak bir kusur değildir, engellilik insani bir halin özetidir. En büyük engel körelmiş kalplere sahip olan zihniyetlerdir.
İnsana insan olduğu için kıymet veren bir medeniyetin mensupları olarak, engellilere yardım etmenin Allah’a olan sadakatimizi gösteren bir davranış olduğunu bildiren bir peygamberin ümmetiyiz.
Erzincan Belediyesi olarak engelli vatandaşlarımızın hayatlarını huzur içinde geçirebilmeleri için üzerimize düşen ne varsa yapmak boynumuzun borcudur. Ulaşımdan eğitime, çalışma hayatından sağlık hizmetlerine varıncaya kadar her alanda engellilerimize insanca bir hayat sunmak, insani ve hukuki mükellefiyettir.
Bu duygu ve düşüncelerle 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde tüm engelli yurttaşlarımıza sağlıklı, mutlu ve başarılı bir yaşam sürmelerini diliyorum."