Tarih : 13 Şubat 2019
Erzincan’ın Düşman işgalinden kurtuluşunun 101. Yılı kutlamaları Erzincan Belediyesi Önünde bulunan Atatürk anıtına çelenk sunumu ile başladı. Törene Erzincan Valisi Ali Arslantaş, 3. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Ali Ekiyor, Erzincan Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy, 26. Dönem Milletvekili Sebahattin Karakelle, Siyasi Parti Temsilcileri, Askeri Erkan, Gaziler, Kurum ve daire müdürleri ve il protokolü katıldı.
Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan Program’da Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Binali Yıldırımın Kutlama mesajları okundu. Daha sonra günün anlam ve önemine has konuşmalarını yapan Erzincan Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy; “Güneşin doğduğu, İpek yolunun geçtiği, medeniyetlerin kurulduğu, Anadolu’nun ilk fatihi Alpaslan’ın komutanlarından Mengücek Gazi’nin beyliğini kurduğu, Safevi Devleti’nin tohumlarının atıldığı, şanlı Yavuz’un otağını çattığı, Erzurum Kongresi’ne giden Mustafa Kemal Paşa’nın konakladığı, Ankara’daki ilk meclise yiğit evlatlarının katıldığı can Erzincan’ımızın düşman işgalinden kurtarılışının 101. Yılını kutluyor olmanın engin mutluluğunu hep birlikte bir kez daha yaşıyoruz.
Dünyanın gördüğü en kanlı savaşların ilki olan I. Dünya Savaşı’nın en hararetli döneminde Sarıkamış Allahuekber dağlarında adeta bir gül bahçesine girercesine vatanın mukaddes toprağına düşen o yiğitler bir destanla bu dünyadan giderken Rus orduları da Erzurum ve Erzincan’ı işgal ediyorlardı. İki yıl süren bu esaret, Osmanlı ordularının tekrar Erzincan’ı geri almasıyla sona eriyordu. 1916-1918 yılları arasındaki iki yıllık esaret sürecinde hem Rus işgali hem de Ermenilerin yaptıkları zulümler bir daha silinmemek üzere Erzincanlının ve tarihin zihnine kazındı. Erzincan’ın kurtuluşunda Kazım Karabekir ile halkın cesaretinden dolayı takdirle “Deli” olarak adlandırdığı ve Erzincan’daki bir mahallemizin de iftiharla ismini taşıdığı Halit Bey azimle mücadele ederek Rus ve Ermeni birliklerinin Doğu’dan atılmasını sağladılar. 13 Şubat 1918 tarihi bizim için sonsuza kadar bağımsız yaşayacağımız bir dönemin tarihidir. Bu Milleti yok edemeyen, yüreğine acı bırakan her çaba, zalimin karşısına daha da kılıcı keskin bir millet çıkarmıştır.” Bayramımız Kutlu Olsun.
Biz tarihimizle iftihar ediyoruz ve onu gelecek kuşaklara aktarmanın da en önemli vazifemiz olduğunun bilincindeyiz. Tarih sadece acıların ve düşmanlıkların hatırlandığı bir hesaplaşma alanı değildir. Aksine, bu gün bize emanet edilen bu kadim coğrafyada, birbirimizi hazmedebilme kültürünün geliştiği, eşitlik ve sosyal adaletin hız kazandığı bir Erzincan bizim hedefimizdir. Hangi etnik kökenden, hangi siyasi anlayıştan olursa olsun, geçmişte olduğu gibi, bu gün de acılarını birlikte paylaşarak azaltacak, mutluluklarını ve sevinçlerini de paylaşarak çoğaltacak, mutlu, aydınlık ve büyük Türkiye paydasında birleşerek büyümeye, güçlenmeye devam edeceğiz.
Yine biliyoruz ki, tarih sadece geçmişe bağlanıp kalmayı değil, geçmişi yorumlayıp onu en iyi şekilde değerlendirerek, geleceğe sağlam adımlarla yürümeyi de bize öğretir. Geçmişimizle iftihar eder onu gelecek kuşaklara taşırken aynı zamanda geleceğimizi de inşa etmeliyiz. Gelişen ve çağ atlayan dünyada yerimizi en ön sıralarda almak için var gücümüzle çalışmalıyız.
Bizim de hayallerimiz var. Ülkemiz için şehrimiz için; 2023 yılına daha güzel, modern bir Erzincan’ın inşası için üzerimize düşen görevle 5 yıldır bu gayret ve düşünce içerisinde çalıştık ve çalışmaya devam edeceğiz. İnanıyorum ki Erzincan alt yapısıyla, fiziki ve coğrafi yapısıyla 2023 yılına girdiğinde Türkiye genelinde adından söz ettiren güzide bir şehir olacaktır Altyapısı bitmiş, sokak ve caddeleri tamamlanmış, kişi başına düşen yeşil alan oranıyla dünyanın ilk sıralarına yükselmiş, gece aydınlatmalarıyla ışıl, ışıl olmuş, dikey değil yatay büyümesini tamamlamış, ulaşımda bisiklet kullanımını yaygınlaştırmış, Otokar’dan Üniversite’ye tramvay ile gidilebilen, Aksu Deresi’nden getirilen içme suyu ile şehrin yüz yıllık su problemini çözümlemiş, asayiş meselelerini halletmiş ve gurbetteki Erzincanlıların dönmek için gün saydıkları bir Erzincan hayal ediyoruz.. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün muasır medeniyetler dediği seviyeye ulaşabilmek ve geleceğin marka şehri Erzincan’ı oluşturmak için arkadaşlarımızla birlikte gece gündüz çalışıyoruz.
Bazı ülkelerin sınırları sadece bulunduğu bölge ile sınırlıdır. Türkiye gibi ülkelerin sınırlarını ise sadece coğrafya belirlemez. O ülkelerin bir de gönül sınırları vardır ve bu gönül sınırları coğrafi sınırlardan çok daha geniştir. Onun içindir ki Suriyeli kardeşlerimiz ülkelerinde karşılaştıkları katliamlar karşısında gönül sınırları içindeki Türkiyeli kardeşlerinin şefkatine sığındılar. Onun içindir ki Irak’ta zulüm gören kardeşlerimiz yüzlerini önce Türkiye’ye çevirdiler. Bölgesinde güçlü bir Türkiye’nin sadece Anadolu coğrafyası için değil gönül sınırları içerisindeki her yer için bir güvence olduğunu iyi bilenler Türkiye’nin yükselişini engellemek için sınırlarımız içinde ve dışında her türlü melaneti sergiliyorlar. İçeride ihanetin adı olarak tarihe yazılan 15 Temmuz kalkışmasına yeltendiler ancak bu ülkenin yiğit insanları liderlerinin önderliğinde “önce vatan” diyerek ve bedel ödeyerek bu alçaklara bu hainlere geçit vermediler. Bu defa dışarıda satın aldıkları terör odaklarıyla, ekonomik ve siyasi baskılarla üzerimize geliyorlar. Oysa bu ülkenin inanmış ve birlik içerisindeki insanları kendilerine çizilen bu sınırların dar geldiğinin ve bir gönül sınırları olduğunun bilincindeler. Onun içindir ki Afrin’deki, Münbiç’teki şer odakların üzerine giden kahraman Mehmetçik, nereye gittiğini soranlara “Kızılelma”, ailene söyleyeceğin var mı sorusuna “beni beklemesinler” diye cevap veriyor. Çünkü onlar, “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Düşüncesine iman edenlerin neslinden geliyorlar. Bir toprak parçasını vatan yapan inançta tam olarak budur. Bu Vatan uğrunda dünden bugüne canlarını feda eden tüm şehitlerimize rahmet gazilerimize sağlık ve esenlikler diliyorum.
Son olarak, bu kadim topraklarda ezelden ebede yürürken bize bu cennet vatanı bırakan atalarımıza söz veriyoruz ki daha çok çalışacağız, ülkenin her karış toprağını alın terimizle sulayacağız, kınayanların kınamasından korkmadan inanacağız ve inandığımız yolda tereddütsüz yürüyeceğiz. Bir kutsal emanet olarak aldığımız bu vatanı en ileri seviyeye taşımanın görevimiz olduğunun bilincindeyiz. Ayrıca “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu” ilahi hikmet gereği ilimde, kültürde ve sanatta ileri medeniyetler seviyesini aşacağız.
Tüm bu çalışmalarımızda gayret bizden yardım Allah’tandır. Bu duygu ve düşüncelerle tekrar hoş geldiniz diyor, şehrimizin kurtarılışının 101. Yılını kutluyor hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum” dedi.